Arzu, cazibe, görünüş cinsellikle ilgili davranışlar çeşitli şekillerde tezahür ettirir. Tıpkı yaşamdaki gibi cinsellikte de tek değişken insanın kendisidir. Seks bir şehirde yaşamak gibi yerleşik bir davranış değildir.
Bu davranış bu yüzden çoğu zaman türlerin hayatta kalmasına bağlı olarak zorunluluk gibi lanse ediliyor.
Cinsellik, istek, memnuniyet ve davranışa bağlı olarak yaşam boyunca büyümeye veya azalmaya eğilimlidir.
Bu konuya bağlı olarak aradaki bağ, yakınlık ve haz insanın büyümesi ve iyileşmesi için kilit sistemdir.
Her insanın nedenleri ve davranışları bu konu üzerinde farklıdır. Arada birçok neden bulunabilir. Nedenler,
Canlı hissetmek, üremek, arzular, çekicilik ve sevdiği kişiye ilgi göstermek olabilir. Bir çiftin birbiriyle uyumu sağlamasına adına en zor konulardan birisi sekstir. Ten, ilgi alanları gibi değişken sebeplerden çoğu insan hayatının belirli zamanlarında cinsel sorunlar yaşar.
Yakınlık, açık iletişim ve anlayış bu konular içerisinde uzun vadeli memnuniyet için gereklidir. İstek hem biyoloji hem de enerjisel içeriğe sahiptir. Bu enerjisel içerik öngörülemez şekildedir. Eril ve dişil için tezahürü farklıdır.
Enerjisel bakış açısıyla eril figür etkilenmeye daha müsaittir. Bu yüzden erkek için uyarılma durumu arzudan öncedir.
Dişil figür için arzu kısmı fiziksel yakınlık ve duygusal hisse dayalıdır. Bu yüzden etkilenme kısmı zamana yansır ve arzu, uyarılmadan önce oluşmaktadır.
Nörosekresyon hücreleri tarafından salgılanan hormonlar, duygular, ilişkiler ve psikolojik etkileşimleri keşfettirerek bizi arzumuza odaklar.
Dişil enerjiyi kadın, eril enerjiyi erkek diye algılamayın. Dişil enerji çalıştıran erkekler ve eril enerjiyi çalıştıran kadınlar vardır. Masculino kelimesi dilimizde Fransızcadan "Eril" anlamını ifade etmek için kullanılmıştır. Feminen ise "Dişil" ifadesi ile bilinmektedir.
Bir erkek "Feminen" olunca dişil enerjiyi, bir kadın maskülen olunca "Eril" enerjiyi çalıştırır. Bu davranış şekilleri bizlere çevresel etkilerden geçmiştir ya da vücut "hara" çakrasından aldığı serbest enerjiyi ihtiyaca göre dönüştürerek kendisi belirlemektedir.
Bu da ırksal bir cinsiyet değil, enerjisel bir ihtiyaçtır.
Koku, isteksel bir davranış şeklinin dışa vurumunda ince bir rol oynamaktadır. İnce bir cazibeye sahip olan koku; kadınlar ve erkekler için doğal vücut feromonudur.
Enerjisel anlayış ile insan kendisi için deneyim olarak enerjisel imzayı taşıyan aurayı bulur, etkileşime girmek ister. Bunu çoğunlukla ikiz alev, ruh eşi olarak yorumlamaktayız. Ve ilişkilerimize "karmik" ismini koymaktayız. Her ilişki karmiktir ve herkes ruh eşi ile buluşamaz.
Deneyim alabileceğimiz çoğu ruhun enerjisel imzası öncelikli olarak dış görünüş, konuşma tarzı veya zeka gibi etkenler olabilir. İlerleyen safhalarda ince rollü koku bizi enerjisel bir imzaya götürmektedir.
İnsanlar genel olarak kendilerinden farklı enerjisel profile sahip eşlerden etkilenir.
Ruh eşi tam da bu yüzden doğru bir terim değildir. Spiritüel bakış açısı ile eş ruhlar aynı ruh ailesinden gelen ve aynı deneyimi arayarak, farklı tezahürler arzulayan varlıklardır.
Bu yüzden negatif ya da pozitif deneyimi verecek farklı bir kutup bulmak isteriz.
Cinsiyet yasasında da belirtildiği gibi,
Cinsiyet her şeyin içerisindedir. Eril ve Dişil ilkeleri hep vardır. Cinsiyet her düzlemde kendini gösterir.
Daha geniş yaratım, üreme, nesil, hem dişil hem de eril ilkelerinde mevcuttur.
Eril enerji bu durumda yaratıcı enerji sürecini başlatmak için dişil enerji ile birlikte çalışmaktadır. Ancak tüm düzlemde aktif yaratıcı çalışmayı dişil enerji yapar.
Dışarıdan cinsiyetimiz ne olursa olsun, her birimiz hem eril hem de dişil enerjilerle çalışabiliriz. Bütün varlıklar doğada nötr ve cinsiyetsizdir. Kendinizi kısıtlamayın ve sevgiyle kalın.