Doğum kontrolü negatif evrime yol açtı! Akıllı insanlar doğum kontrolü yaptığı için, daha da azalırken, aptallar kontrolsüz biçimde çoğaldı..
Modern davranışlarına 50.000 yıl önce kavuşan insan; beyin ve zeka olarak genetik değişimine uygun hızla evrilseydi şu anda galaksiler arasında seyahat ediyor olurduk.
Soyları devam etseydi bugün dünya insan popülasyonunun %5’i değil %35'i üstün zekalı olacaktı. Endülüs ve İskenderiye kütüphaneleri
yanmamış, bilim, sanat, felsefe üreten değerli insanlarla birlikte fosil yakıt yakmadan, daha temiz bir dünyada yaşıyor olacaktık. Bizim de zeka seviyemiz bugünkü aptal halimizle kıyaslanmayacak kadar yüksek olacaktı. Akşam sokağa çıkınca birbirinize bakın, ve bilin ki hepimiz geride kalan düşük zekalı insanların torunlarıyız. Akıllı, üstün zekalı nesil tarih boyunca yobazlar tarafından öldürüldü. Akıllı ve zeki insanların genleri bize aktarılamadı...
Geçenlerde biri bir “tweet” atmış, şöyle diyor: “Cübbeli Ahmet ile Stephen Hawking aynı zaman diliminde yaşadılar, bizim hissemize Cübbeli düştü…”
Peki bu bir rastlantı mı? Asla değil!
Olayı anlayabilmek için Antik Yunan’a dayanarak Rönesans’ı, Rönesans’a yaslanarak “Aydınlanma Hareketini” yaratan, ardından 1776 Amerikan Devrimi ve 1789 Fransız İhtilalini yapan Avrupalılar ve onların Amerika’ya göçenleri karşısında aynı zaman diliminde yaşayan, şu anda içimizden bazılarının pek özendiği Osmanlı ne yapıyordu, önce ona bakmak gerek;
yasaklamıştık.
Sanat, edebiyat, bilim ve felsefe alanında yaya kalıp, matbaayı bile üç yüz sene sonra kurarak bilginin yayılmasını önlersen, senin topraklarına Hawking düşecek değil ya!
Velhasıl bu toprakların bahtsızlığı çok öncelerden yazılmaya başlanmıştır.
Mustafa Kemal 1923 aydınlanması ile bunu kırmak istemiş, okuma yazma bilmeyen, cahil bıraktırılmış bir toplumda aydınlanma olamayacağını anlamış ve önce okuma yazma seferberlikleri oluşturulmuştu. Köy enstitüleri bu aydınlanma kavgasının başlangıcıydı, toprak ağaları izin vermediler.
Yetmiş senedir yeniden karanlık bir çukura çekilmek isteniyor bu ülke. Bugünün üniversitelerinin birinde görevli, “Profesör” ünvanlı bir Rektör yardımcısının “ben cahil halkın ferasetine güveniyorum” sözü ile özetlenebilecek sona doğru koşar adım gidiyoruz.
Şairin dediği gibi; “Su geçirmez bir kaya parçası gibi duruyor, bazıları zamanın derin ırmakları önünde…”