WhatsApp
rajibraj 03 Mart 2025, 01:55

KORKU FREKANSININ GÜCÜ

  • 11Görüntüleme

Bizler çeşitli türleri bir araya getiren varlıklarız. Y.benliğimizden kopup gelen "küçük ben"lerimizle yaşayan çok boyutlu varlıklarız. Ruhlarımız fiziksel evrenimiz için birçok farklı biçimde enkarne olabilir.

Bu yüzden bugün karanlık/aydınlık güçlerin amacını yazmak istiyorum.

 

Aydınlık/karanlık, eril/dişil, pozitif/negatif gibi türevlerin olduğu duygu dünyasında yaşıyoruz. Bir taraf olmadan diğeri olamaz.

İnanç/dualite tüm frekans boyutlarında vardır. İnanç 157-192 frekans bandını temsil eder.

 

Dualite 373-408 frekans bandında kökenimizle birlik ve iletişimi temsil etmektedir.

 

Gerçek dualite (siyah ve beyaz) mümkün olan en düşük frekansların mevcut olduğu fiziksel evrende vardır.

Frekansınız yükseldiği zaman aşırı gelen şeylerin tamamı dünyamızdaki gibi yakınlaşmaya başlarlar.

 

Düşük diye tanımlanan (siyah) frekansların çoğu evrenimizde her zaman vardır. Tüm bu düşük tanımlanan frekansların sorun olarak tanımlandığı tek yer fiziksel evrenimizdir.

 

Fiziksel evren, öncelikle yerel olarak düşük frekanslı alanlardan izole edilen aydınlık alanlara sahiptir. Ancak karanlık diye tanımlanan güçler, herhangi bir yere özgü değildir. Dağılmış durumdadırlar.

* Karanlık güçler diye isimlendirdiklerimiz "karma" ile ilişkilidir. Sizi duyumlara ve deneyimlere çekerler. Bu duruma bağımlı enkarne varlıklardır. Bu bağımlılığı "karma" olarak isimlendirmek doğrudur. Düşük frekanslar aynı zamanda öğreticidir. Hizmetleri aydınlığa taşımaktadır.

 

* Yukarıdaki durumdan etkilenen karanlık varlık, kendi düşük frekanslı olay alanını yaratır. Grup halindeki kişiler daha büyük bir sinerji oluşturabilirler.

Bu karanlık güçlerin tamamı Dünya'ya ve fiziksel evrendeki gezegenlere müdahale edebilirler.

 

Bu davranışlar, düşük frekanslı ve enkarnasyonun maddi yönlerine bağımlılıktan kaynaklanabilir. Bu işlere yönelim ruhun önceden tasarladığı bir ihtiyaç değildir. Burada deneyim aldıktan ve öğrendikten sonra gölgeden çıkmak amacı ortadadır.

Dünya'daki yaşamın materyalist yönünün çoğunu kontrol eden kuruluşlar olabilir. Örneğin;

 

İnsanlığın köleleşeceği safsatasını yaymak bir düşük frekanslı (korku) ortam oluşturmak içindir. Bunu iyilik için müjdelediğini, haber verdiğini belirtebilir ama kendi fikri m? İspatı var m?

 

Telefonuna bir program indirirken nelere izin verdiğinin farkında olan bir insan zaten bu durumun 2000'lerin başında farkında olmalıydı. Önünüze çıkan reklamların ihtiyacınız olan şeyler olması tesadüf müdür?

 

Ama teknoloji bir gerileme durumu mu? 20 yıla anlayacaksınız.

Atlantis, frekans olarak Dünya'dan daha yüksek bir yerdi. İlluminati rahiplerinin bir çoğu oradan gelmiştir. Bu rahipler güç ve kontrol oyununu oynayan karanlık kişilerdir. Tüm bu söylediklerimin üzerine devam edeceğim...

Size baskı yapan varlıklardan korkmamak çok önemlidir. Kurban değilsiniz. Kendi kararlarını veren, kendi istediklerini yapan ve kendi istediklerini yaşayan varlıklarsınız. Kendi gerçekliğinizi, kendinizle birlikte yaratıyorsunuz.

Yaşadığımız konum itibariyle çevresel ve ailesel baskılardan dolayı sorumluluk almaktan kaçınıyor olabiliriz. Şu zamana kadar başkası size ne yapmanız, ne olmanız, nerede durmanız gerektiğini söylemiş olabilir. Bu kişiler sizin hayatınız üzerinde otoriter fail rolünü oynuyorlar.

 

Korku, çekimdir. Yaydığını bulursun. Bu yüzden düşük frekansta yankılanan bir çığlık attığınız düşünelim. Bu durum aynı frekansta bulunan birinin saldırısını çekecek bir işaret olabilir. 

 

Bir radyo sinyali gibi yayılan frekansınızı değiştirirseniz, bir şeyler değişecektir.

Karanlık diyorduk...

 

Karanlığın işlevinin fiziksel evrende evrimleşmek ve yükselmek olduğunu söyleyebilirim. Nasıl davranmamanız, nelerden kaçınmanız gibi öğretici durumları vardır. Karanlık başta bunu anlatmak için var. İnsan öğrenince bu durumdan çıkmalı ve uzaklaşmalıdır.

Düşünün.

 

Burada çok fazla korku yayan hesaplar var ve ilgi çekiyorlar. Herkes onları görmezden gelseydi ne olacaktı? Paylaşımlarını herkesin dikkat çektiği yöne yöneltmek zorunda kalacaklardı. Sizin üzerinizde hiçbir etkileri olmayacaktı. Çözülmeye başlayacaklardı. 

 

Ama…

Onların verdiği haberlerden korkuyorsunuz. Ne olacağını merak ettiğiniz için onlara mesajlar atıyor, yorumlar yazıyor ve "ego"larını besliyorsunuz. Bu durumda sizi emiyorlar ve böylece korkularınız insan formunuzdaki geçici varlıklarını sürdürmeye devam ederek sizi geriletiyor.

Düşük frekanslı davranışlarımdan nasıl kurtulacağım ki?

 

Bu davranışlarınızı tanımak önemli. Örneğin;

 

Sabah dışarı çıktınız ve herkes gülümsüyor. Mutlu olur, herkese gülümsersiniz ama tam tersi olursa? Somurtmaya başlarız.

Neden ilk gülen sen olmayasın? Hepimiz farklı olmak, öncü olmak, başarmak ve yayılmak istemiyor muyuz? Neden adım atmıyoruz?

 

Karma denize açılmış bir teknesinin çapasıdır. Onu dibe sabitler ve kıpırdamasını önler. Çapanızı kesin.

Bu davranışları tanıdıktan sonra bu davranışlarınızdan daha yüksek etkili davranışlara geçmeniz onları etkisiz hale getirecektir.

 

İyi de neden karanlık güçler var?

 

Her ruh deneyim kazanmak için buradadır. En düşük ve en yüksek frekansı deneyimlemek ve onlara erişmek için varız.

Her şeyi deneyimleyecek, öğrenecek ve gelişeceğiz. Tamamen bununla ilgiliyiz.

 

Kendi hakkınızda bildiklerinizi deneyimleyin. Bunu deneyimleyebilmek için bir arzu oluşturun.

 

Frekanslar, varlıklar ve diğer her şey kaynak tarafından var edildi.

Aydınlık ve karanlık olduğumuzu düşündüğümüz frekanslar hep var. Yükseldiğiniz zaman bile olacak çünkü deneyim bitmez. Denge burada ortaya çıkacaktır.

 

Kurban rollerimiz karanlık rol oynamaktadır.

Kurban rolünü deneyimlemek bize kontrol edilme, manipüle edilme durumlarında kendi güçlerimizi öğrenmek için rol oynarlar.

 Örneğin; Bazı insanlar bu durumu deneyimlemek ve hızlı gelişip gelişmeyeceklerini görmek adına karanlık güçlere maruz kalarak kendilerine meydan okurlar.

Nirengi floodunda anlattığım gibi yüksek frekanslara bir rehber eşliğinde maruz kalırsanız oraya çekilirsiniz. Sizleri toplu meditasyonlardan uzaklaştırmak isteyenlerin genel arzusu düşük frekansta sizi emmeye devam etme istekleridir.

Bir zaman gelecek ve tüm varlıklar frekanslarını yükseltecekler. Atlantis seviyesine tekrar geleceğiz ve fiziksel evrenin dışına çıkacağız. 85-120 frekans bandını geçtiğimiz zaman bir daha enkarne olmaya ihtiyacımız olmayacak ve saf enerjisel alemde gelişmeye devam edeceğiz.

 

Tıpkı "Lucy" filminde olduğu gibi... Yükseliş her an vardır. Her zaman yanı başımızdadır. Yükseliş herkes içindir. Şimdi bu yazıyı neden okuduğunu söyler misin? Başlığı yüzünden mi? Sevgilerimle...