Bu tarz kişileri toplum içerisinde bulmak çok zor. Kişiler isteklerine göre öne çıkabiliyor ya da maneviyatına daha çok yönelip kimseye belli etmeyebiliyorlar.
Öne çıkanların azlığı ise öne çıkmak isteyen sahte öğretmenler için fırsat oluyor. Onlar yargılanmayacağını ve verdikleri bilginin doğruluğunu insanları küçük düşürerek ima ediyorlar.
İnsanoğlu istediği şeyleri sunan insanlara güveniyor. Peki güvenmek doğru mu? Risk taşıyor.
Hepimiz bu konuda biraz biraz kötü hissediyoruz. Çünkü çok fazla istismar edilmiş kişi var. Bu yüzden güvensizlik ve korku bizi ele geçiriyor. Hepiniz yaşadıklarınızı anlatabilirsiniz. Bakalım benim yazdıklarımla eşleşecek mi?
Hiçbir şeye körü körüne inanmak doğru değildir. Size doğru geliyor ve güveneceğiniz biri olduğunu düşünüyorsanız zaten işaretler alacaksınız. Tam tersi içinde bu geçerli. Bu yazın dizisine başlarken sizi uyarmak istiyorum.
"Bu benim için de geçerli."
Kendi düşünceleriniz, sezgileriniz sizin en iyi rehberinizdir. Kimseye tamamen güvenmek doğru değil.
"Babama bile güvenmem." (atasözü)
Gerçek bir ruhani öğretmenle çalışmak acele etmemenizi öğretir. Onu adım adım test edebilirsiniz.
Öğrettiği şeyler sizin içinize yarıyorsa, kendinizi, hayatınızı ve başkalarının hakkındaki düşüncelerinizi olumlu hale getirdiyse, bu sizin değerlendirme adımınız olabilir.
Belli bir süre sonra kendinize bakın. Neler değişti?
Daha sevgi dolu, daha huzurlu ve daha tatmin olmuş halde misiniz? Mutlu musunuz?
Bana göre bunlar önemlidir. Kendimi asla birine adamam. Teslim olmam.
İlahi olanın rehberliği ile, sizin için neyin doğru olduğuna karar verecek nihai görüş sizin içinizde bulunuyor.
Sahte bir öğretmen size neler sunabilir?
"Bunu kimse bilmez." "Sana bunu öğretmem yasak ama yine de öğretiyorum."
Peki aksi ne olacak? İyi bir manevi rehber nasıl anlaşılır?
Hayatınız boyunca yaşayacak ve gelişeceksiniz. Kötü bir öğretmen ve iyi bir öğretmen konusunda söylediklerim sadece bana göre. Bu okullarda, iş yerlerinde ve ailede bile geçerli şeyleri barındırıyor. Hayatımız bir öğrenim okulu.
Bu yüzden gerçeği bulmak adına yürürken, kötü diye isimlendirdiğimiz çoğu şeyi iyi hissedebilmek adına yaşadığınızı unutmayın.
Başımıza gelen onca şeyin, aklımızdan geçenlerin bizim varoluşumuza katkısı olduğunu ve gerçeğin her zaman sadece "biz"de saklı olduğunu unutmayalım.
Buraya gelmek için hepimizin çektiği zorluklar, taşıdığı yükler ayaklarımızın güçlenmesi için bize yardımcı olan bir zırh görevi veriyor.
Yıkılmışlıklarımız, üzüntülerimiz, kırılmışlıklarımız bizi daha sağlam hale bürüyor. Bizler mevsimleri ceplerimizde taşıyanlarız.
Gerçeğin ne olduğu bile meçhulken kime güveneceğimiz konusunda tereddütlüysek, güvensizsek ve seçemiyorsak aynaya bakalım.
Gözlerimizin içerisindeki ışığın bize dünyanın her gününde, her zamanında yol gösterdiğini ve önce kendimize güvenmekle başlayacağımızı unutmayalım.
Baharın geldiğini bir sabah uyandığınızda yüzünüzdeki gülücükten anlamanız umuduyla... Sevgiler.