WhatsApp
rajibraj 03 Mart 2025, 02:05

KAYNAKLA BAĞLANTIMIZ: MEDİTASYON

  • 14Görüntüleme

Meditasyon yapan kişi beyin ve kalp tarafından fiziksel hayatta var olan ve üretebileceği düşüncelerden uzaklaşır. Bu duygulardan uzaklaşmak, saf bir bilince erişmek ve deneyimlemek için idealdir. Meditasyon, spiritüalizm bir din değildir.

Din ile bağlantı kurabileceğimiz tek yer "yaradan" enerjisine erişim için çalışılmasıdır. Bu ibadet değildir sadece kişisel olarak evrensel enerjiyle buluşmaktır. Secde sırtımızda bulunan hara çakrasının çizgisini kullanarak evrensel enerjiyi almaktır.

Bu tarihin en tozlu anlarında bile tasvir edilmiştir. Meditasyonda ise tepe çakramızdan içeriye akan aynı enerjiye erişim sağlamaya çalışır. Kişilerin inançları ne olursa olsun,kişilere saygı duymak ve yaradanla buluşmaya çalışmak için seçtiği yolları sevgiyle karşılamak gerekir.

 

Kişi fiziksel duygulardan uzaklaşarak incelir ve manevi duyguların oluşumuna, genişlemesine izin verir. Varlığa ve ikna güçlerine kişi kendisi karar verir. Astral ve zihinsel bedenlerin "hareket ve varlıklarını" belirleme kesin olmamakla birlikte kişinin kendisi fizikselliğe göre daha isteksiz olabilir. Farkındalık meditasyonları bu yüzden vardır.

 

Keşfetmek için birçok rehberli meditasyon vardır. Ruh bir boşluk içerisindeyken enkarnasyon halinden uzaklaşıp tezahür etmek için bu kaynağın yolunu izlemek isteyebilir.

Her şeyi bilmek, her yerde olmayı istemek tanımları hiçbir bağlılık bulunmayan ego kaprisleridir. Dünya içerisinde bazılarının Yaradan ve Yaradanın bilinci olarak isimlendirdiği ancak doğru olmayan şakacı ruhsal zekayı geliştirdikleri ortadadır.

 

Bu yüzden neyin doğru, neyin yanlış olduğunu göremez hale geldik. Cehalet ve karanlık. İki durumlar mücadele durumu bizi kendimizi unutmaya teşvik ediyor. Nereden geldiğimizi, ne olduğumuzu, nasıl olduğumuzu unuttuk. Hırslarımız bizi ele geçirdi.

Arzularımız bizi geçici doyum seviyesine taşıdı. Değerli şeyleri bilmek, değersiz şeyleri bilmemek diye isimlendirdik. Kültürümüzü unuttuk. Vücudumuzu unuttuk. Kıyafetlerin, zenginliğin ve aslında çoğu fiziksel duygunun tadını alırken, çoğu gerçek zevkimizi dışladık.

 

Şimdi bir odaya geçip rahat bir kıyafet giyin ve bağdaş kurup rahat bir şekilde oturun. Nefes alıp, verdiğimizi hissedelim. Bedeniniz her nefesinizde hafiflesin. Ağrılar, sancılar, hareket etme isteğinin uzaklaştığını ve dinlenme isteğinin fazlalığını görelim.

Bu hissi eterik bedenimize, çakralarımızın her birine ve astral bedenlerimize yayalım. Genişleyelim. Kalbimizin bir zekası vardır. Onu dinleyelim. Bize bununla ilgili tavsiyeler verecek.

 

Arka planda birkaç konuşma, zihinsel bedenin düşüncelerinin kullandığı tavsiyeler,sizi tutarsız kılan birçok laf, odaklanmanızı istemeyen gereksiz tonlarca şeyi ve gün içerisindeki kendinize karşı ürettiğiniz tüm bahaneleri, savunmaları dinleyelim. Nasıl ortaya çıktıkları, neden bu kadar ısrarcı olduklarını ve günü gelince nasıl kaybolduklarını anlamaya ve bunların kolektif deneyimlerin içerisinde olduğunu görüp daha da içeriye girelim. Hepsi aynı titreşimin ürünü. Hepimizin dertleri aynı yerden kolektiften geliyor. 

 

Kolektif bir bilinci tasvir etmektedir. Peki bu bilincin içerisinde sadece insanlar mı var?

 

Varlıkların, bu dünyadan ayrılanların ve bu dünyada yaşayan her bilinci düşünelim. Sokakta, evde her yerdeki bilince bakalım. Bir bütün olalım her şeyle ve anlamaya çalışmayalım. Sadece olalım. Değişken durumlardakiler arzu ve cehalet düzeylerine bağlı kalırlar.

 

Her inanç ya da inançsızlık içimizdedir. Kendine acıma, suçluluk duyma, cahil değilsin, kendi varlığını yaşıyorsun. Neye inanırsan inanıyor ol sadece bir düşün. Bunlara kendin mi inandın yoksa paketlenmiş halde mi sana geldiler?

 

Çok farklı insanlar vardır.

 

Asosyaller teselliyi evden çıkmamakta, zenginler lükste, bağımlılar kumarda ararlar. Kendimizde aramaktansa teselliyi başkasında aramak daha basit. Konuşmak ya da haykırmak ya da reddetmek daha basit. Her şeyi olduğu gibi kabul et ve devam et. Bütünü hisset.

Maneviyata doğru yöneldiğin de her şey bir anı olmanın dışına çıkar. Genişledikçe fizikselliğin dışına çıkıyorsun. Korkularını görüyorsun, kızgın, gücenmiş ve yarım kalmışlıkları görüyorsun. Pişmanlıkları,bağırmaları,çaresizlikleri görüyorsun. İyi veya kötü olarak değerlendirme.

İyi ve kötü fizikselde kaldı. Yalnızlıkları gördükçe kendine duyduğun acıma duygusu büyüyebilir. Kendine acıma. Kızgınlık ve saldırganlıkta bir değerdir. Burada görmen gereken bunlar değil. Doğru bakarsan anlayacaksın. Öğütleri gör. Görüşleri gör. Sana verilebilecek dersi anla.

 

Öteye geçmeye başladığın da geçmişe ineceksin. Geçmişte sırtından yediğin bıçaklar,travmalar ve diğer eksiklikler tekrar tekrar yaşanıyor. Şimdi konuşma zamanı geldi. Anlat onlara. Daha iyi durumda ve daha güzel yaşadıkları bir dönem olduğunu söyle. Alay edeceklerdir bunu hisset.

 

Titreşim bantları genişliyor. Muhteşem bir yerdesin. Ormanların bol olduğu dağ evleri, muhteşem yapıların dizildiği bir kasabadasın. Hayalindeki her türden hizmet önünde. Buradakiler sizinle sohbet etmeyebilir. Bir misavir olarak görülebilir, ziyaretçi olarak algılanabilirsin.

 

Mutluluğun, rahatlığın, tatmin duygunuzun tadına bakın. Konuşmaya durumu olursa sorular sormak yerine varoluşun gizemini üzerine düşünün ve sohbet edin.

 

Burası bir hayal denizi mi yoksa başka alemleri mi geziyoruz? Bilincimiz her yerde yaşayabilir.

Kaynaktan kendimizi yansıtırken davranış kalıplarımızı ve fizikselliğimizi düşünmeden hareket edelim. Zamanımız var. Gezmeye devam ediyoruz. Yok edilme, cezalandırma korkularını hissettik ve onları yatıştırma zamanımız geldi. 

 

Zevk arayanların olmak istedikleri yer olan tropik bir bölgeye geldik. Yiyecekler, içecekler, farklı hazlar ve güneşlenme tam da burada. Şaşırmayın, tadını çıkarın. Şişmanlama yok, hastalanmak yok. Sadece eğlence ve tatmin duygusu. Hiçbir şey yapmadan gözlemleyebilir ve iletişime geçebilirsiniz.

Bazen sınırlarımız olur, bazen belirsizleşiriz. Tüm dinler iyilik ve sevgiyi temsil eder. Bundandır tüm güzellikler iyilik ve sevgi ile temsil edilmiştir. Ancak katolik ve ortodokslar kavga edebilirler. Ortodok ve Protestanlar kavga edebilirler ancak hepsinin ameli aynıdır.

 

Herkesin ameli aynıdır. Her insanın, her bitkinin, her ağacın. Hissedin. Her insan sevgiyle hareket etmek ister. Bu yüzden sorun yaşayabileceğimiz tek düşünce sevgi ile hareket ederken psişik yollardan kötücül varlıklarla temasa geçebildiğimizdir.

Bu durumda ameliniz iyiye yönelimse bu meditasyon veya başka bir yol izleyerek olsa bile iyilikle karşılaşacaksınızdır.

 

Şimdi titreşim olarak yükseldiğinizi hissedin. Bedeninizin şeffaflığı ruhun inceliğine denk. Koca bir ışık denizindesiniz. Bir ışıksınız. Nefersiniz.

 

Renkleri, dokuları, kendinizi hissedin. Her şeyi aştınız. Kimliğiniz, sizi dünyaya çapalayan arzularınız yok. Hafifliği deneyimleyin, hissedin. Artık yanlış yok, hata yok. Daha önceki tüm yaşamlarınız orada. Bir raftaki kitaplar gibi, bilgisayar dosyaları gibi duruyorsunuz.

 

Buradaydın. İstersen dosyalara bak :)

 

Biraz bekle ve veda etmeye hazırlan. Aşağıya doğru inmeye başlayacağız. 408. frekansta olduğumuzu düşünerek yanda bir asansör görmeni istiyorum. Asansöre bin ve aşağıya inmek istediğini söyle.

 

Bedenin kalınlaşacak ve zihinsel, astral ve bedenin ihtiyaçlarını karşılamak için algıların açılacak. Kimliğin, kardeşlerine, ailen ve karmik durumların tekrar yüklenecek. Ruh hafızamıza tekrar yüklüyoruz. Asansör yavaş yavaş aşağıya inecek ve sıfıra doğru iniyoruz.

Sıfıra inince lütfen kendini odaya indir ve topraklanmak için bir bardak su iç. Kendine iyi bak. Sevgilerimle.