Hayatımız maskelerin ardındaki başkalarını öğrenmeye ya da başkalarının bizi tanımaya çalışması arasında gidip geliyor. Bu durum "kişiliğin aşınması" olarak tabir edilebilir.
Bu maskeler karşılanmamış ihtiyaçlar yüzünden ortaya çıkmaktadır. Bu karşılanmayan ihtiyaçlar ilişkilerimizi de etkilemektedir.
Aslında "temel ihtiyaçlarımız" bellidir. Aşağıda verdiğim fotoğrafta bir ennegramın üzerine sığdırılmış 9 farklı kişilik türü bulunuyor.
Vücut, kalp ve baş olmak üzere merkezlenmiş bu tipler, öz-değer, dikkat ve güvenlik olarak birincil anahtarlara sahiptir. Her maskenin kendi açığı da bulunmaktadır. Aşağıda üç tür insanın ihtiyacı ve maskeleri bulunmaktadır;
İlişki kurmanın insanlar veya Dünyayla üç yolu vardır. Doğduktan sonra ilk olarak bizi besleyen annemizden kendimizi ayırt etmeyi öğreniyoruz. Buradan sonra hayatla üç farklı şekilde iletişim kurmayı öğreniriz.
Üç yola da içimizde sahibiz ancak her kişilik tipi yalnızla birini öne çıkarır. Herkes kendine hoş gelen ve karşıya hoş gelecek bir tip seçer ve maskesini takar.
Bağlananlar (3-6-9): Maddi dünyada kendileri için olan, olabilecek, olası muhtemel her şeye egoları ile tutunurlar.
Onay ve öz-değer(3), güven sunan inançlar ve gruplar(6), istikrar ve iç huzur sunan rahat konumlar(9) kendi imajlarına bağlantı kurmaktadır.
Bu durumda pragmatist insanlar dengelerini korumak ve dünyayı uzak tutmak için her şeyle ve herkesle müzakere çabasına girebilirler.
Reddedenler(2-5-8): Benlikleri tarafıdan güçsüz, zayıf ve potansiyel olarak mağdur görülüyorlar. Dışarıdan güçlü, istismarcı ve reddedici zannedilebilirler.
Onlar sevgi ve desteklerini(2) bakıcı rolüyle, güç ve korumalarını sert olarak(8), bilgilerini uzman edasıyla(5) sunarak kendilerini savunmaktalar. Onlara dünyayı yönetme şansı verseydik sahiplenici şekilde kendilerine aitmiş gibi yönetirler.
Hayal Kırıklığı (1-4-7): Huzursuz, tatmin olmayan, sabırsız ve muhtaç. Hayatları mükemmel düzende(1), her şeyin çok anlamı var(4), özgür dünyaları ideallerinin ters gelmesiyle acı ve ızdırap dolu(7) kişiler. Onlar başkaları tarafından hayal kırıklığına uğrayan kimliğe sahiptir.
Kendi küçük dünyalarını yönetmeyi isterler ve karşılarındaki büyük dünyadan bunalmış haldedirler. Peki bu kişileri bu durumdan çıkarabilir miyiz? Aşağıdaki tablo bunun için var:
Bizler hayat motivasyonumuzu tam olarak doğru benimsemiyoruz. Dikkat etmek, yetersizlik duygusuz, yanlış güç kullanımı ve intikamı içeren dört yanlış yolu benimsiyoruz. Karşılanmamış her ihtiyacımız için bilinçsiz öğrendiğimiz modelleri seçmek çok kolay geliyor.
Bu durumlar bizimle birlikte ilişki içinde olan kişilerde de belirli duygusal tepkiler ortaya çıkarıyor.
1.DİKKAT ÇEKME durumlarını içeren kişiler için: Görülme, duyma, sevilme veya değer görme ihtiyacıdır, ancak bu ihtiyaç karşılanmayabilir.
Çünkü sevgi dikkatle ilişkili değildir. Kişi bu duyguyu görebilmek için öne çıkmaya, bağırmaya, dramatik olmaya çalışır. Göremeyince, sevgisiz hissedebilir. Dikkat çekmeye çalışmanın çok yolu vardır. Kavgacı gözükmek, kıskandırmak, hiperaktif davranışlar, sızlanmak gibi durumlar.
Sizi sindirmek isteyen kişiler, kızdıranlar, çok nazik, çok şefkatli kişiler dikkat çekmeye çalışıyor olabilir.
İLGİYE ihtiyacı olan birine nasıl tepki veririz? Ona bir şeyler yapması konusunda öneriler, sık sık hatırlatmalar, hizmet vermesi için ikna etmeye çalışıyorsunuz. Bundan rahatsız olacaktır. Sinirlenip, tükeniyorsunuz.
Yardımcı olmak için ona ilk başlarda birebir ilgi göstermek ve daha sonra insanlar tarafından yok sayıldığını, görülmediğini, duyulmadığını düşünüyorsa uygun bir şekilde ilgi istemesini öğretmek doğru bir yoldur. Bir konuşmada ona açıklayıcı davranmak normaldir.
Örneğin:
-Şu an dikkatimi başka bir yere vermek zorundayım. Seninle şu saatte konuşabiliriz. Bekler misin?
Onlar çaresiz hisseden, aptal olduklarını düşünen, toplum dışlamış ancak toplum tarafından dışlandığını düşünenlerdir. Pes etme, bırakma, istifa etme durumları çoktur.
Yüksek hedefleri olduğu gibi başarılı olsalar bile başarısız hissederler. İnsanları, işlerini, yapacaklarını erteleyebilirler. Sorumluluk almayı isteseler bile bu durumdan kaçınabilirler.
Yetersiz birine karşı nasıl tepki veririz? Onları ikna etmek, geçmişi hatırlatmaya çalışırız. Onlara neler başardıklarını sürekli hatırlatırız. Az talep onlar için ideal olduğundan ilişkinizin yükünü taşıyan siz gibi hissediyorsunuz. Kırıldınız ve yoruldunuz.
Sürekli onunla birlikte kendisi için yapabileceği şeyleri yapıyorsunuz. Tüm bunları da kendiniz için yapıyorsunuz. Böylece ortaya çıkacak yetersizlik meseleleriyle sadece siz ilgilenmeyeceksiniz diye düşünüyorsunuz.
Yardım etme konusu: Dostça kalın ve soğukkanlılığınızı kaybetmeyin. Maneviyat ile ilgili iç konuşmaların nasıl etki ettiğini ve nasıl hissettirdiğini ona öğretmelisiniz. Karşınızdaki bu konuşmaları hayatı boyunca yapmamış birisi olabilir. Neden yetersiz hissediyorsun?
Bunu tartışabilir miyiz? Kurtarmaya çalışmak yorucu bir iş olacaktır. Cesaret vermek yeterli. Değer verdiğinizi kabul ettirin ve küçücük bir başarıya bile sahip olsa kutlayın. Küçük işler olsa dahi yönetebileceğini, başarabileceğini gösterin. Başarıları için minnettar olun.
Mağdur hisseder, gücünden vazgeçer ve pes edebilirler. İnatçı oldukları kadar bazen meydan okuyan ve karşı çıkan yapıları olabilir. Kazanmak için tartışabilir, yalan söyleyebilir, hile yapabilirler.
Nasıl tepki veririz? Zorlanmış, tehdit edilmiş, umutsuz, kızgın mısınız? Bir güç mücadelesi içerisinde ona kimin lider olduğunu göstermeniz mi gerekiyor? Kazanmasına izin vermek istemiyor musunuz?
Yardım nasıl ederiz? Herhangi bir durumda ona misilleme yapmayı bırakın. Derin nefes alın, kendinize zaman tanıyın. Sonra incindiğini ya da güçlenmiş hissedip hissetmediğini sorun. Neler hissettiğini öğrenin. Empati bu durumda çok doğru bir yol. Onunla empati kurun.
İyi durumları tartışın ve birini incitmeden kendini ifade etmesini, güvenli bir yol bulması gerektiğini anlatın. Bu şekilde doğru olmadığını gösterin. Yakınlaşmanın yeni yolları her zaman var.
Sevgi, bilgelik ve güç ruhani hayatı temsil eder. Üç merkez dengeli insanlar,
Farkında, kabul eedici ve eylem yapabilen kişilerdir. Kendinizi geliştirmek ve dönüştürmek sizin elinizde.
Farkındalık: Davranışlarımıza, dengesizliklerimize tanık olabileceğimi bir yoldur.
Kabul: Kendimize sunduğumuz nezaketin açık yürekliliğe evrilmesidir.
Eylem: Uyum sürecindeki her şeyin doğru/yanlış olup olmadığını fark etmemizi sağlayan, sorgulanan ve yansıtılandır. Tepkisellik normaldir ve bu durumlar buna yol açabilir.
Takdir: Bu üçünün uyumlandıktan sonraki aşamasıdır. Hepimiz için geçerli.
Onay arayanlar için: Bu durumu ortaya çıkaran duyguları dönüştürmek adına özgünlük, cesaret ve kendi niteliklerini dışarıya yansıtmayı,
Reddedenlere: Şefkat, teslimiyet ve ret duygularını dönüştürmek adına "koşulsuz sevgiyi" yansıtmayı,
Hüsrana uğrayanlara, duygularını dönüştürmesi için gerçeklik, bağışlama ve minnettarlığı yansıtmayı,seçebiliriz.
Artık silahımızdaki merminin nasıl ateş edeceğini biliyoruz. Umarım faydalı olur ve çiçekler açarsınız. Sevgilerimle...