Her sorulan soru zekayı arttırır. Zeka ise gerçeği belirlemektedir. Zihin bunların dışındadır çünkü zihin size kimsenin sormadığını ve bu hayatta birilerinin öğretemeyeceği şeyleri de öğretebilir, sorgulatabilir. Gerçek bu yüzden bir oyundur.
Bilim, tasarlar, dener ve çalışmalar yürütür. Odak noktası neyin bulunduğudur. Cevaplar ve bu cevaplardan ortaya çıkan sorular ve sonuçlar hakkında çalışmalara devam ederek veriler toplar ve analiz eder.
Bazı zamanlarda anlayışı geliştiren bilimdir. Yaşamımız ve konfor standartlarının iyileştirilmesi, çareler bilim içerisinde devam eden süreçlerce ortaya çıkarılır.
Bilgi cehaletin tek başına mağlup eder. Sorgulamayan insanın bilgisi eksiktir. Bugün yaşadığımız zamanda bilimi doğru kullanan insanlar sayesinde nereden geldiğimizi, atalarımızı ve kim olduğumuzu öğrenebiliyoruz. Tüm bunların ortaya çıkış yolu doğru sorulardır.
Ben kimim? Bu evren nasıl doğdu? Neden varım?
Dünyanın düz olduğuna inanılan yıllara bakalım. Şimdi dünyanın yuvarlak olduğunu kanıtlayabiliyoruz. Bu bir evrimdir. Bilimin modernleştirilmesi onun içerisinde hala bir ilim yattığını örtüyor olabilir.
Her insan bilgileri değerlendirir, kaynaklara bakar, uyuşmazlıkları bulur ve bilgileri özümsedikten sonra kendisine bir özet çıkararak anlayışını geliştirir.
Ne yapmak istiyorsun?
* Bugüne kadar yazılmış kitapları okuyarak veya maneviyatını kullanarak gelişmek mi?
* Bu yazılmış bir hikaye ve oynayacak mısın yoksa bir hikaye yazmak için yeni bir gerçeklik mi yaratacaksın?
* Senin gerçeğin nedir ve sana nasıl hizmet ediyor?
Eğer bir katkı istiyorsan önce kendini aramaya başla. Daha büyük gerçeklik hakkında bilgi sahibi olmak, Dünya ve evrenin frekanslarına katkıda bulunmak bununla başlar.
Her bilgi yanlış olduğu kanıtlanana kadar doğrudur. Neye ve nasıl inandığın önemli değildir.
Bu yanlışı sana kanıtlayacak olan başkaları değil. Bunu sana sadece sen kanıtlarsın. Bu yüzden alacağın her bilginin kontrolünü yap. Çarpıtılmış, yanlış yönlendirilmiş veya sahte benliğe bürünmüş insanlar tarafından kullanılmış olabilirsin. Bu normal ama düzeltmek senin elinde.
Hepimiz yaşarken bir roman yazıyoruz. Kendimizi aldığımız bilgilerle birlikte insanlara sunarak okutma niyetindeyiz. Komplolara kapılıyor, ilişkimizi kurtarmak için bizi cezbeden öğretileri kullanabiliyoruz. Bu bir sürüklenmedir. Deneyimi oluştan şey sürüklenme ile ortaya çıkar.
Sana korku uyandıran ve tedirgin eden her şey hizmetçi değildir. Bu herkese göre değişir.
Sınırlayıcı inançlar, modernliğini yitirmiş bazı inançlar bize engel oluyorlar. Bazıları artık işimize yaramıyor. Bir korku durumu yaşıyorsanız bu her türlü sebepten oluşabilir.
Duyumlar, görülenler, okunanlar sizi huzursuz edebilir. Endişe haline girdiğiniz ve savunmanızı düşürdüğünüz anlarda düşünmeniz gereken: Bu benim yaratımım mı yoksa başka birisinin korku frekansını mı kullanıyorum? diye sormak.
"Sen huzur içindesin. Her şeyin ortasında kaosun deviremediği bir huzur bitkisisin."
Hepsi gerçeklerden oluşuyor. Enerjinizin odaklandığı yere talih kuşu konuyor. Bu yüzden kurban rolünden çıkmanız için kendi gerçekliğinizi yaratmanız faydalı olacaktır.
Unutmayın, Bu romanı siz yazıyorsunuz. Bu durumda istediğiniz zaman işleyişi, oyuncuları veya sonucu değiştirebilirsiniz. Sevgilerimle.
Kitap önerisi: Swami Sri Yukteswar - The Holy Science